15 Şubat 2012 Çarşamba

annemin değeri

zaman hızla geçiyor, hala aklımda sorular, kararsızlık. sanırım hayatımın hiç bir döneminde bu kadar kararsız kaldığım bir dönem olmamıştı. hep bir soru var kafamda...
geçmi kalıyorum, acelemi ediyorum acaba?
artık annemi daha bir iyi anlıyorum. bu süreç çok uzun bir dönem ama şunu şimdiden hissediyorum ki bu dönemi eminim çok özlicem.
hayat sanırım koca bir telaş, bizlerde o telaş ve koşturmacaya kapılıp anın tadını çıkartamıyoruz. şuan bu anın tadını çıkart diyorlar, ama kafamdaki cevap bulamadığım sorulardan, endişelerden ve korkulardan şimdide bu anın tadını çıkartamıyorum. oğlum sen anın tadını çıkart, ama anın tadını çıkartırkende sorumluluklarının farkında ve bilincinde ol. sanırım herşey zamanı iyi kullanıp değerlendirebilme ve duygu kontrolü ile mümkün. umarım bu özelliklere sahip olursun.
ayrıca daha öncede yazdım, belki okurken sıkılabilirsin ama şunu bilmelisin ki ne annen, ne baban, nede bu ülkede büyük bir çoğunluk severek, isteyerek, mutlu olarak çalıştığı, memnun olduğu mesleğe nede işe sahip değil. işte bu yüzden belkide erken yaşlarda kendini iyi tanıyıp, ne istediğini iyi bilip, ona göre bir seçim yapabilmek önemli hayatta... maalesef ki seni mutlu edecek işin aynı zamanda sana iyi bir yaşam kalitesi ve standardı sağlamasıda bir o kadar önemli işte bu yüzden umarım o kararı verirken o bilince sahip olursun ve doğru kararlar verirsin oğlum.
şimdilerde yavaş yavaş seninle iletişime geçiyoruz. sana yeterli konforu sunabiliyormuyum bilmiyorum ama sağlamak için elimden geleni yapıyorum. öyle garip ki düşününce şuan seninle her yere gidebiliyoruz. seni gittiğim heryere götürebiliyorum. benimle bir çok olaya şahit oluyorsun. iyi veya kötü...ama sanırım şuan senin için en korunaklı yerdesin, belkide dünyanın en huzurlu, en rahat, en keyifli yerindesin. en azından bana öyle geliyor. böyle düşünmememin nedeni ise daha sonrasında belki istesemde heryere seninle gidemeyecek olmam, seni herşeyden korumak istesemde koruyamayacak olmamın bende yarattığı endişe, bu endişenin yanında kendi kendini koruyabilecek düzeye gelebilmen için gereken bir çok yaşanılası duygu, tecrübenin var olması... her zaman yanında olup seni koruyamam, hayat bazen çok keyifli, bazen zor, bazen acımasız, ama ben her anne gibi evladı için herşeyin en iyisi en güzelini istiyorum. hayat seni yıpratmasın, kırmasın, üzmesin, sende kırma, üzme...bütün güzel duygular hep seninle olsun canım oğlum.
eskiden hep anne olunca sende anlarsın derlerdi, ileride belkide bende sana diyeceğim, baba olunca anlarsın: ama bu duygular öyle farklıymışki, anlatmaya çalışsamda ne kadar anlatabiliyorum bilmiyorum.
içimdeki minik kıpırdanışlarını hissetmek öyle güzel ki...öyle büyük bir sevgi büyütüyorumki içimde sana karşı sanırım karşılıksız, beklentisiz, sonsuz, bitmek tükenmek bilmeyen bir sevgi...korkularımda var. aklıma getirmek istemediğim. sağlıkla kavuşalımda zamanında ve sağlıkla hep beraber yürüyelim, büyüyelim, yaşayalım annecim.
p.S: bu ayı sanırım kilo almadan kapatmış olacağım. ilk aylarda almış olduğum fazla kilolar düşünüldüğünde inşallah önümüzdeki ayıda aynı şekilde kapatırsam mutlu olacağım. bu hafta 27. haftada karnım iyice mideme dayandı sanırım. mideme baskı hissediyorum. artık ayakkabılarımı bağlamakda zorlanıyorum. yere eğilmekde zorlanıyorum.

1 yorum:

  1. Ne güzel yazmışsın...Benzer düşünceler ve hisler hep! Daha karnımızda başlıyor aşkımız:) Hakikaten anlatması güç! Dediğin gibi sağlıkla gelsinler ve keyifle büyütelim inşallah!

    YanıtlaSil