16 Aralık 2012 Pazar

İşe başlama düşüncesi

İşe başlamak mı? Biraz daha oğlumla kalmak mı? Bir süredir düşünüyorum. Düşündükçe işin için çıkamıyorum. Beraber vakit geçirdikçe kaan bana ben kaana alışıyorum sonrasında ikimiz içinde çok daha zor olmasından korkuyorum. Bu süreçte annemin yanımda olmamasının ne kadar Zor bir şey olduğunu çok daha iyi anlıyorum ve bunun zorluğunu hergün yaşıyorum. Zaman geçiyor son 2 gün artık. Kaanı bırakmak bir yandan bir yandan yaşanan gerginlik ve anlaşılamamanın verdiği gerginlikle zor günler yaşıyorum. İnşallah herşey yoluna girecek düzelecek bazen kendime çok kızıyorum. İnsanlara hayır diyememek, insanlara laf söyleyeymemek artık iyilik değil. Zor ama umarım herşey hem benim için hemde kaan için güzel olur

8 Aralık 2012 Cumartesi

7.ay

Kaan 7.ayını bitirdi. Artık bebeklikten çocukluğa doğru adım atıyor. Herşeyin yavaş yavaş farkına varıyor. İsteklerini ve istemediklerini anlatmaya çalışıyor. Baba ve dede diyor. Anneye benzer anni diyor, bazen ağlarken anne bile diyor. İstemediği birşey olduğunda sıkıldığında yada istediği bir şeyi yapamadığında bağırıyor. Artık yanından ayrılmamı istemiyor. 26 kasımdan beri kendi odasında yatıyor. Anne olarak beraber koyun koyuna yatmak istesemde ne derece doğru bilmiyorum ama kendi gelişimi açısından odasında yatmasını daha doğru buluyorum. Annelik çok garip bir hismiş bebeğin için herşeyin en iyisini istediğinden sürekli kendini sorguluyorsun bebeğine yetip yetemediğin ve içinde yaşadığın vicdanınla yaşadıkların... Sanırım birazda içinden gelen sesi dinliyorsun. Ek gıdalara geçmeye çok hevesliyken kaanın yanaklarının kızarması gözlerinin sulanması ile dra gittik alerji testleri yapıldı. Sonuçta birşey çıkmasada hala yanakları kızarıyor zaman zaman hergün farklı şeyler yemesi için ne yapsam diye girilen arayış ile ek gıda sürecinin zorluğunu anladım.
Bu geçen zamanda yaşadığım şeyler hiçde kolay değildi işe başlasammı? Biraz daha kaanla kalsammı diye olan kararsızlığım, bakıcı arama süreci gerçekten çok zormuş. Bir kaç bakıcı ile görüşüp bir tanesi ile başladıktan sonra 2. Gün yollarımızı ayırdık. Hiç tanımadığın bir insana bebeğini bırakıp gitmek çok zormuş . Babaanne ile anneanne beraber mi baksa düşüncesine ise bir yanım sıcak bakarken onunda bazı süşündürdükleri var. İnsanın kendi annesinden uzakta yaşaması çok zormuş. Heleki bebek olduktan sonra. Allah hakkımızda hayırlısını versin. Doğru kararlar verdirsin oğlum için. Artık bütün hayatın o oluyor.tüm anneler gibi bebeğin için hayatta herşeyin en iyisini istiyorsun. Allahım sağlık sans mutluluk huzur akıl bilinç fikir zeka başarıgüçlü sağlam bir karakter versin. Hep yüzün gülsün oğlum

11 Kasım 2012 Pazar

Kaanin 2. Ankara ziyareti

Ankaraya anneanneye geldik. Kaan 2.kez geliyor. Her gelis super gelirken donmek cok zor geliyor. Hani annelerimizin klasik lafi vardir ya "Anne olunca anlarsin" kesinlikle sunu diyebilirimki anne olunca annenin degerini daha bir iyi anliyorsun. Annemle ayni sehirde yasamadigim icin pismanlik duyuyorum. Her sabah erkenden uyandigimda keske annem burda olsaydi bebemi kucagima alip gitseydim ve uyusaydim gibi bir cok cumle geciyor dilimden. Sadece bu degil tabiki akrabalarimi dogup buyudugum sehri ve arkadaslarimida ayri ayri ozluyorum. Simdiden donme telasi sardi beni hic donmek istemiyorum ama yapacak birsey yok. Kaanla vakit gecirmek cok guzel keske yarim gun calisabilecegim bir isim olsaydi. O sehirde butun gun evde bunaliyorum. Belli bir sure sonra oynatacak oyun konusacak laf bulamiyorsun. Sag olsun kaan bagiran bir bebe istemedigi bir seyi bagirarak anlatiyor. Kafasida sisiyor insanin ama buyuyor 5.5 aylikken donmeye basladi. 6.ayinda oturmaya basladi. Oturup kendi kendine oyun oynasin istiyorum cok seymi istiyorum bilmiyorum ama bakalim insallah o gunlerde gelicek. Ek gidalara basladik sanirim yogurt alerji yapti yanaklari kizardi. Yogurt vermiyoruz, teker teker denicez yiyecekleri umarim sut ve sut urunlerine alerjisi yoktur .

22 Ekim 2012 Pazartesi

Kaan'ın oyuncakları

Kaan yavaş yavaş büyüyor. Artık hergün yeni bir şeyler yapıyor artık dün ilk defa döndü yüzüstünden sırtüstüne ama pek sevmiyor yatmayı oturmak yada kucakta gezmek. Bu aralar oynadığı oyuncakları yazayım istedim aycanın istegi üzerine www.butikitapevi.blogspot.com oda yazdı Timur'un oyuncaklarını
İşte Kaan'ın oyuncakları en çok çın çın tavşan halkalı ördek ve zıp zıp su aygırını seviyor

8 Ekim 2012 Pazartesi

5.ay

Biz 5aylık olduk ama bu geçen süre oğlumla çok güzel geçti. 4.ayda ek gıdalara yavaş yavaş başladık.artık herşeyler daha bir keyifli hale geldi. Artık oğlum insanları ayırd etmeye başladı. Gülümsemeye istediğini biraz daha anlatabilmeye başladı yada biz birbirimizi anlamaya başladık. Armut-elma-muz-şeftali yediği meyveler. Henüz dönmeye başlamadı ama yakında döner sanırım.etrafdaki herşeyler daha bir ilgisini çekmeye başladı özellikle kumanda cep telefonu kapı tost makinası ilgisini çekenler arasında. Bu süreçte yaşanan hoş olmayan olaylar oldu. Bir ta ilk günler birde şimdi bunlar unutulurmu bilmiyorum ama unutulmaya çalışılan bir çok olayıda hatırlattılar. Kendimi düşünmeyi öğrenemedim bari oğlumu düşüneyim bundan sonra insanların bencillikleri saygısızlıkları ve yüzsüzlüklerinden bunaldım artık. Neyse artık umarım hersey hayırlısı neyse öyle olur. Karar vermek çok zor ama hakkımızda hayırlısı olsun

13 Eylül 2012 Perşembe

4 aylık olduk

GUnler geçiyor 16agustosta ise başlamam gerekirken bırakamadım, Gidemedim. Annelik öyle bir duyguymuski hergün farklı seyler yaşatıyorsun bana büyüdüğünü görmek çok guzel, artık tepkiler vermeye başladın gülücükler atıyorsun, sanırım beni taniyorsun. Annelik çok guzel bir duyguyken aynı zamandada karışık ve zor. Butun gün beraberiz kendimede vakit ayırmak istesemde kendime vakit ayirdigimdada seni ihmal ediyormuşum gibi hissediyorum. Bazen sana yetmediğini yetersiz kaldığımı hissediyorum ve daha 4ayliksin dahada büyüdüğünde ne olacak bilmiyorum. Seninle oyunlar oynarken birseyler öğretmeye çalışıyorum belkide öğretmeye çalısmam yanlış? Nasıl bir anne olacağım bilmiyorum. Umarım yanlış seyler yapmam. Sabırlı değilim sanırım ama zamanla seninle birlikte öğreneceğim ne olur sende bana yardımcı ol sabrimi zorlama😘 insan bazen kendini çok boş hissediyor ne oynasak ne yapsak şimdi diyor. Babanda bu konuda çok tecrubesiz bende yavaş yavaş öğrenirken çokda geç kalmayız umarım.erkenmi bilmiyorum ama yavaş yavaş bu hafta meyvelerden başladık. Şeftali ve muzu çok sevdin. Elma ve armut biraz eksi gelişede onlarida yiyorsun azar azar tabii şimdilik sadece tadiyorsun. Gündüzleri hala çok az uyuyorsun. Çok yorulsamda o bir gülüşün herseye bedel. Hep söylediğim gibi Allah isteyen herkese bu duyguyu yaşatsın. Uyurken o kadar masum oluyorsun ki. Uyanincada sonra bazen cozutuyorsun. Tam olarak dilinden anlamasamda yavaş yavaş kavnasiyoruz. Ama sunu anladimki büyük konusmayacakmissin büyük konuştuğum herseyi yapabilirim ve yapıyorum. Ayakta sallamayacagim dedim. Ne guzel uyuyordun kendin şimdi ayakta sallıyorum. Yurutec zararlı dedim alabilirim yurutec kullananları çok iyi anlıyorum. Zamanımız seninle çok guzel geçiyor ise başlayacağım günleri dusundukce üzülüyorum kiyamiyorum. Allah'a emanet ol kuzum. Seni çok seviyorum.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Ankara günleri

Günler geçiyor neredeyse 3,5aylik oldu Kaan. 2 haftadır ankaradayiz, anneanne ve dede ile birlikte oglum 2 hafta once ilk kez hızlı trene bindi Ankara'ya geldi. Bu Ramazan bayramı ilk bayramiydi. Buyukanneanneyi, buyukdedeyi, büyük teyze,büyük dayıyı ilk defa gördü. Ankara'ya ilk gelişi oldu annesi ve anneannesiyle gezdi. İlk gittiği üniversite Ankara Üniversitesi dis hekimliği fakültesi oldu. Büyüyor oglum gün geçtikçe öyle çok öğreneceği şey varki, ve anne baba olarak bize öyle çok is dusuyorki. İnsan evladı icin herseyin en iyisi istiyor. Umarım o evlatta kendini herseyin en iyisine layık görür ve layık gördüğü seylere ulaşmak icin çalışır cabalar. Umarım iyi bir anne baba oluruz. Şimdi artık daha bir zor geliyor bana annemden babamdan uzağa gitmek uzakta yasamak, umarım en kısa zamanda Ankara'da yasamaya başlarız

3 Ağustos 2012 Cuma

Bazı ilkler

Bir çok ilki kaçırdım belki ama bundan sonrasını bari yazayım. Bugün mama sandalyesine ilk defa oturdu, tam oturma olmasada yarım oturma, ve daha once birçok kere konuştuğum zaman gülüyordu fakat ilk defa ben gülünce kahkaha attı. Öyle farklı bir duyguymuski, çok yorucu gercekten acayip yoruluyorum. Ama sevgisi çok başka hayatta herseyin en iyisini onun icin istiyorsunuz. Kendinizin önüne geçiyor kendinizi düşünmüyorsunuz.
Her gün uyuturken hissettiğim o minicik kalp atışı icin her gün şükür ediyorum allahıma ve hergün isteyen herkese bu güzelliği yaşatmasını istiyorum.

8 Temmuz 2012 Pazar

Pişmanlıklar

Bu surecde alttan aldığım gormemezlikten geldiğim unutmaya çalıştığım bir çok şey,değişmeyen ve iyice bencillesen davranışlar, saygisizliklar karşısında iyice sabrimi zorladı.zaten anne olmus olmanın verdigi duygusallık ile iyiden iyiye tasan sabrım ve gördüğüm davranışlar karşısında keske bende bencil dusuncesiz ve saygisiz olmayı becerebilseydim. Hayatta hep iyi niyetli ve oldugum gibi dürüst olmak kaybettirdi ya kullanmaya kalktı insanlar iyi niyetimi yada saf olup anlamadığımı zannettiler.hayatta insanlar neyi paylasamiyorlar ne istiyorlar anlamıyorum. Ama bu surecde bir ailede babaya çok is düşüyor baba herzaman annenin yanında olup destek olup kendi bir aile olduğunun farkında olmalı gerekirse kendi ailesine karsı anneyi koruyabilmeli.biz bu sınavda sınıfta kaldık maalesef, bu surecde yaşadıklarım ve daha once yaşadıklarımı hiç unutmayacağım.bir takdık savaşına girip bir seyleri değiştirmek hiç benim tarzım degil fakat iyi niyet insanlara yaramıyor. Bundan sonrası icin nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Ama artık üzülmek istemiyorum

2 Temmuz 2012 Pazartesi

İçimden gelenler

Evde olmaktan insan sıkılıyor. Dışarı çıkmak icinde ilk adımı atmak gerekiyor. Biraz cesaret gerekiyor ya durmazsa ya susturamazsam diye,yakın yerlerle başladık biz tabiki yalnız değildim.şimdilik çok zorlamadı âma tek basima cesaret edebilirmiyim bilmiyorum.zaman geçtikçe hem oglum büyüyor diye seviniyorum hem büyümesini istiyorum,hemde zaman geçtikçe ise başlamama az kaldı diye ve annem gidecek diye icime bir yumruk oturuyor. İnsanın annesi ile aynı sehirde yasaması ne kadar önemliymiş.bir telefon ile gel diye çağırması,bir yer giderken birakabilecegi bir güvenli kapının olması iste bunları dusundukce hayatımı sorguluyorum, neden burdayim ,doğru yerdemiyim diye. Şimdi beklediğim birkaç şey var Sınavı'nın iyi geçmesi ve hakkımızda iyi olacak bir yeri kazanması ve Saglik mutluluk ve huzur

24 Haziran 2012 Pazar

40ucurmak

Gercekten 40.gün önemli birazda bizmi önemli hale getiriyoruz bilemiyorum.ama insan bir rahatlıyor yada alışıyor sanırım her türlü seye

11 Haziran 2012 Pazartesi

Lohusalik halleri vol:2

Evet ne kadar yazabilirim bilmiyorum. Kaan uyanana kadar ne kadar izin verirse, insanın yine kendini unuttuğu bebeği icin üstün bir caba gösterdiği süreç uykusuz ne kadar dayanabilir insan bu surecde yaşayıp görüyoruz.ilk zamanlar çok zormus diyordum.yok o zaman kolaymış. Kaan gazli bir bebek hemde ne gaz,gazından dolayı ikinmakdan göbeğinde fıtık oldu o kadar yani. Yapmadığım şey kaldimi bilmiyorum. Once rezene çayları ardından civanpercemi dediler o,yok fayda etmedi, hatta tam emin olamasakda rezene poposunda pisik yaptı,2 kere denedim ben ne zaman icsem pisik oldu ertesi gün, artık omu başka birasını bilemiyorum. Once zinco ile başladık,Dr verdi olmadı ardından om-x surup verdi gaz icin birde bağırsak düzenleyici iciyoruz. İlaçlar ne kadar fayda ediyor bilemiyorum.ne duyduysam yapıyorum.duyduklarımı yazarımda belki birilerinin I'sine yarar. Her yemeğine kimyon kat dediler. Corekotu ye yada corekotu yağını iç dediler. İste gazli ve uykusuz günler bir sekilde geçiyor yorgunluk hiç önemli degil bebegim rahat olsunda önemli olan o

22 Mayıs 2012 Salı

İlk 20 ve lohusalik

Nasıl anlatsam nerden başlasam bilemiyorum.ama lohusalik diye bir ruh hali mevcut duygusal ve hassas. Ne kendine yetebildigin,ne esine,nede bebeğine yetebildigini düşündüğün.tabi birde Butun bunlar olurken tecrubesiz anne olarak,uykusuz gecen geceler, gündüz bebek uyuduğunda seninde uyuman gerekirken hayattan kopmamak adına yapmak istediğin seyler bir yana,birde lohusa ziyareti adı altında kadınların toplanıp geldikleri hatta bazen gitmek bilmedikleri, cogunun patavatsizligi ile ee ne oldu karnında bir tane dahamı var söylemleri, o donemde miniginle birbirine alışmaya çalıştığın,Allah'ın mucizesi karşısında bakıp bakıp ağladığın surecde en zoru gercekten insanların kaprisleri,istedikleri,söyledikleri. Herkes bebek uyuduğunda sende uyu deyip daha hastaneden eve geldiginde ziyarete gelmeye başlayıp,aksam 8-9demeyip ziyarete gelmeler hangi ara yatayım diyemiyorsun tabii. Hep okuduğum yok ben yapamam dediğim ayrı emziricem ben dediğim ama bebeğin olmasıyla utanilacak bir organdan çıkıp mama makinasına dönüşen meme ile ulu orta emzirmelerin başlaması normal gelmeye basliyorda,bakayım sütun varmi deyip memeye dokunmaları çözemiyorum. Bu donemde sütunun gelmesi icin senin psikolojin icin hep huzurlu ve mutlu olman gereken zamanda evden dışarı çıkmaman gerekiyor demeleri ve diğer yapılan hersey,ziyaretler,laflar,sözler,tavsiyeler çok can sıkıyor. Duymadıkların,dinlemediklerin,kulak asmadiklarin oluyor.ama en yakınım dediklerinin yaptıkları icine oturuyor. Zamanla hersey geçiyor psikolojinde,duygusallığında,ama zaman çok yavaş geçiyor gibi geliyor.hatta geçmiyor.biran once geçsin istiyorsun. Dışarı çıkıp dolaşsan rahatlıyorsun.evde otur otur bunaliyorsun. Tüm hayatın emzirmek,alt değiştirmek ve gaz çıkartmak rutininde geçerken hayatın devam ettigini anlamak icin küçük molalar iyi geliyor insana zamanda herseyi dahada hafifletiyor.ilk 20gunde yazacaklarım şimdilik bunlar, son 20yide tekrar ayrıca yasicam.sağlıklı gazsiz bol uykulu ve bol Sutlu günler dilerim

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Oglum hosgeldin

7.05..2012 saat 13:28de oğluma kavuştum. Bu duygu anne olmak nasıl bir duyguymud anlatması çok zor. Omer Kaan oldu ismi, hastanede ilk çıktıktan sonra Dr hemen gostermesi daha sonra ağlarken yanıma getirdiklerınde susması bu mucizeni ve gercekten çok guzel bir duygu çok şükür saglikla kavuştuk allahıma. Bu duyguyu allahım herkeze yasamayı nasip etsin. 4.gün tırnaklarını kestik. 6.günde göbeği düştü. Oğlumun anneler gunü hediyesi göbeğini düşürmesi oldu. Şimdilik daha çok kucuguz.allahım Saglik şans mutluluk huzur basarı güç karakter akıl zeka sakinlik versin seni çok seviyoruz oglum

3 Nisan 2012 Salı

33 hafta 5 gün

ne kadar zaman olmuş yazmamışım. hep yazayım yazayım derken unutuyorum. unutkanlık var üzerimde , birde üşengeçlik. günler geçtikçe kavuşma heyecanıyla birlikte yavaş yavaşta doğum olayı korkutmaya başlamadı desem yalan olur. hep hamile arkadaşlarıma ben derdim. ya orada kalan yok nasıl olsa bir şekilde doğuyor. demesi kolaymış. bilmediğin bir şeyi beklemek zormuş, heleki zamanının belli olmaması beni dahada çok geriyor. gitgide büyüyen bu bünye bu kadar kiloyu nasıl kaldırır onu düşünüyorum.
sabah ile akşam tartıldığımdaki kilo farkı 3, acayip şişiyorum. hele haftasonuna doğru ayak bileklerimdeki şişkinlik tavan yapıyor. olsun oğlumda bende sağlıkla kavuşalımda birbirimize diyorum sonra, gerçektende en önemlisi bu sağlıkla kavuşup, sağlıkla beraber bir hayat geçirmek. tabiki sadece korkularım doğum değil, nasıl bakabilecekmiyim sana, alabilecekmiyim kucağıma, tutabilecekmiyim. olumlu düşünüyorum hep, uslu , uykuyu seven, annesi gibi yemeği seven, sakin, akıllı bir oğlum olacak diyorum. bol bol sütüm olacak diyorum. neyse korkuları bir tarafa bırakayım.
33 haftada doktora gittik. yine yüzünü göstermedin oğlum, elinle kapattın yüzünü, ama saçların vardı, saçlarını gördüm. ilk defa NST'ye girdim. 15 dakika boyunca kalp atışlarını dinledik babanla, babanın yorumu içinde sanırım bando takımı var oldu. doktorumuz beğendi nst'yi, daha sonra ultrasonda boyuna ve kilona baktı. önce benim kiloma baktı. orada 16 kilo gözüküyor, bende hala 14 kilo gözüküyor sabah tartıldığımda, umarım böyle kalır. dr çok kilo aldığımı söyledi.

sana gelince oğlum. 44 cm olmuşsun ve 2.200 gr. hala hayret ediyorum, nasıl bir mucize bu allahıma çok şükür bu duyguyu bana yaşattığı için ve seni bize gönderdiği için ve sen bitanem çok teşekkür ederim bizi seçtiğin için, umarım bu seçimden hiç pişmanlık duymazsın.
artık yavaş yavaş oda hazırlıklarımıza başladık. eşyalarını yıkadık. hastane çantamızda bir kaç eksik ile hazır sayılır. biz tam olarak hazır olmasakda, seni bekliyoruz. geri kalanlarıda izine ayrılınca yaparım diyorum. hepsi çok keyifli bu hazırlıkların.
p.s: bu arada dr. idrar yolları iltihabı için antibiyortik verdi. öyle garip bir duyguymuşki, içsemmi içmesemmi, acaba sana bir zararı olurmu diye çok endişelendim. dr bişey olmaz dedi. nette araştırdım, içmemem daha zararlıymış onu görünce içiyorum. aklıma kötü birşey getirmemeye çalışıyorum. allahım korusun. yukarıdaki resimden görüldüğü gibi göbeğim önde gidiyor, yukarıdan bakınca ayaklarım gözükmüyor. seni çok seviyorum oğlum.

21 Mart 2012 Çarşamba

31 hafta 6 gün

yarın itibariyle 32+0 olacağız. yarın doktora gidip çalışabilir kağıdı alacağım. eğer bir aksilik olmazsa çalışabildiğim kadar çalışıp geri kalanını sonrasında kullanmak istiyorum iznimin. karnım gün geçtikçe büyüyor. artık örgü örmeyi bırakıp almış olduğum kitapları okumaya başlasam hiç fena olmayacak.
vucut ısım acayip yüksek birde havaların ısınmasıyla kısa kollulara geçiş yapmam gerekti. şimdiye kadar aldığım bluzlar hep uzun kollu olunca normalde giydiğim bluzlarda göbeğime yapışınca yeni şeyler alındı.
hamileliğin bu zamanlarında kalan hafta sayısına bakınca insanı heyecanlandırmaya yetiyor fakat haftayı aya dönüştürdünmü oooo daha çok var diyor insan rahatlıyor. gerçekten 32. haftada doğru verilmiş bir karar ağırlaşıyor ve daha fazla bir şey yapmak istemiyor insanın canı...ama doğum iznine baktığında çok az  bir süre bunuda başına gelmeden anlamıyor insan oda ayrı bir konu.
duygularımda karmaşık bu aralar çok duygusalım. dizilere ağlıyorum. annem zaten değerliydi ama dahada bir değerli ve kıymetli oldu benim için, daha bir sakinim, daha bir umusamaz oldum bazı konuları, ama bazı konulardada daha bir hassasım. annemi yanımda istiyorum mesela, bazı sözler daha bir dokunur oldu.
ama uğraşacak, caba sarfedip, laf söyleyecek ne halim var, nede dermanım.
bahar geldi diyebiliriz. beni mutlu eden şeylerden biri havaların ısınması, günlerin uzaması.
bahçeyle uğraşmak, düzenlemek yani emek lazım. ama yapacak gücüm yok.
belki bir ara uğraşmak gelir düzenlerim. tabi umarım bu sene oğlumla bahçede oturabiliriz.

9 Mart 2012 Cuma

30 um tam 30

bugun tam 30+1 yani 31. hafta diye tabir ediliyor.
dün dr kontrolümüz vardı. kontrol sonucu ogluşumuz iyi tam 1.551 gr olmuş. maaşallah diyoruz.
bu süreç içerisinde her geçen insanın hissettikleri ve yaşadıkları değişkenmiş. her hamileninde öyle...bu aralar benim hissettiklerim, daha erken mi bilmiyorum ama şiştiğimi hissediyorum. akşama kadar işte olunca akşama ayaklarım ve bileklerim davul gibi oluyor. ellerimde şişiyor. baş ağrım vardı. bazen oluyor, bazen olmuyor. dün aile hekimi bacaklarımın şişliğini görünce ve o an tansiyonumda yüksek çıkınca preeklampsiden süphelenip beni çok korkuttu. ama idrarda protein sonucunu ve tekrar tansiyonumu ölçünce rahatladık. umarım böyle bir durum ile karşılaşmam. hatta kimse karşılaşmasın.
hamilelikde insan zaten çok tedirgin, korkak, endişeli oluyor.
yanıyorum. vucüt ısım çok yüksek , herkes kazakla oturuken kısa kollularla geziyorum çıplak ayak yere basmak istiyorum. geceleri tuvalete gitmelerim sıklaştı. kendimi daha yorgun hissediyorum. havaların düzelmesi ile yürüyüşlere başladım neyseki. çok uzun süre yapamasamda günde 30 dak. yürümeye çalışıyorum.
ilk zamanlar canım birşey istedimi üşenmeden  kalkıp hemen yaparken, şimdilerde ne canım birşey istiyor, nede yapacak enerjim oluyor. artık işde zorlamaya başlıyor yavaş yavaş , yoruluyorum. bu hafta pazartesi servisin basamğı yüksek adım atamadımilk denememde, neyseki ikincide başardım.
çalışan anne olmak gerçekten zor sanırım. doğuma 1 ay kalaya kadar çalışırım diye düşünüyorum ama bilemiyorum inşallah bir aksilik olmazsa hedefim bu. bu koşullarda izine ayrılsam bile doğum sonrası izin çok az tam tamına doğum sonrası izin 3 ay oluyor. nasıl bırakılır bilmiyorum şimdilik o kısmını düşünmeyeyim diyorum.
bu arada kilolar aldı başını gidiyor. bana göre toplamda 13, doktora göre toplamda 15, umarım daha fazla almam, biraz tutabilirsem çikolatadan kesebilirsem, yürüyüşüde arttırabilirsem sanırım başarabilirim.
p.s: oğlum seni çok seviyoruz. sağlıkla kavuşacağımız, sağlıkla sakin, mutlu ,huzurlu, uyuduğun, gazsız günler için geri sayıyorum.

5 Mart 2012 Pazartesi

29.hafta 4 gün

günler geçerken, sana kavuşmaya az kalıyor diye seviniyor bir yanım. artık son 10 hafta. 10 hafta denildiğinde çok az bir süre gibi geliyor bana... ama 10 hafta 2,5 ay yapıyor dediğimde daha çok var gibi geliyor. gün geçdikçe dahada ağırlaşıyorum. ayaklarım şişmeye başladı iyice...
senin her hareketin beni bulutların üstünde gezindiriyor. geceleri uykularım azaldı, uyuyamıyorum. çabuk yoruluyorum. birşey yapmak gelmiyor içimden. sıcak basmaları başladı herkes kazakla otururken, ben kısa kollularla yanıyorum. birde her ne kadar dikkat etmeye çalışsamda kilo problemim baş gösterdi, ağırlaşmamda sanırım kilodan kaynaklanıyor. şimdiye kadar 13 kilo aldım. aslında bu kiloda tamamlamam gerekiyor, bir çok insan bu kiloda tamamlıyor. havalar soğuk ve karlı olduğundan yürüyüşde yapamıyordum. artık bundan sonra havalar düzelirse yürüyüş yapacağım. umarım bundan sonra az kilo alırım. max. 15 ile bitirmek istiyorum. çok iyimser bir yaklaşım sanırım.
süre yaklaşdıkça bir yanımıda korku kaplıyor. yeterli olabilecekmiyim. iyi bir anne olabilecekmiyim? hepsini bir kenara itip olumlu düşünmeye çalışıyorum. acemi anne olarak zorlanacağım kesin, umarım acemiliği çabuk üstümden atıp birbirimize hemen ve kolayca alışırız.
hastane çantasını hazırlamak için hastanede gerekli olanları yıkamaya başladık. herşey öyle ufakki, ve öyle güzellerki bakmaya doyamıyor insan.
sağlıkla gel bebeğim, sağlıkla kavuşalım zamanında ...

21 Şubat 2012 Salı

Beklemek

Zaman geçiyor bir yanım sana kavuşmak için sabirsizlaniyor,bir yanımda gittikçe artan hareketlerini hissettikce bugünlerin tadını çıkartmalıyım bugunleride özleyeceğim diyorum. Senin için herseyin en güzelini isteyen annen

15 Şubat 2012 Çarşamba

annemin değeri

zaman hızla geçiyor, hala aklımda sorular, kararsızlık. sanırım hayatımın hiç bir döneminde bu kadar kararsız kaldığım bir dönem olmamıştı. hep bir soru var kafamda...
geçmi kalıyorum, acelemi ediyorum acaba?
artık annemi daha bir iyi anlıyorum. bu süreç çok uzun bir dönem ama şunu şimdiden hissediyorum ki bu dönemi eminim çok özlicem.
hayat sanırım koca bir telaş, bizlerde o telaş ve koşturmacaya kapılıp anın tadını çıkartamıyoruz. şuan bu anın tadını çıkart diyorlar, ama kafamdaki cevap bulamadığım sorulardan, endişelerden ve korkulardan şimdide bu anın tadını çıkartamıyorum. oğlum sen anın tadını çıkart, ama anın tadını çıkartırkende sorumluluklarının farkında ve bilincinde ol. sanırım herşey zamanı iyi kullanıp değerlendirebilme ve duygu kontrolü ile mümkün. umarım bu özelliklere sahip olursun.
ayrıca daha öncede yazdım, belki okurken sıkılabilirsin ama şunu bilmelisin ki ne annen, ne baban, nede bu ülkede büyük bir çoğunluk severek, isteyerek, mutlu olarak çalıştığı, memnun olduğu mesleğe nede işe sahip değil. işte bu yüzden belkide erken yaşlarda kendini iyi tanıyıp, ne istediğini iyi bilip, ona göre bir seçim yapabilmek önemli hayatta... maalesef ki seni mutlu edecek işin aynı zamanda sana iyi bir yaşam kalitesi ve standardı sağlamasıda bir o kadar önemli işte bu yüzden umarım o kararı verirken o bilince sahip olursun ve doğru kararlar verirsin oğlum.
şimdilerde yavaş yavaş seninle iletişime geçiyoruz. sana yeterli konforu sunabiliyormuyum bilmiyorum ama sağlamak için elimden geleni yapıyorum. öyle garip ki düşününce şuan seninle her yere gidebiliyoruz. seni gittiğim heryere götürebiliyorum. benimle bir çok olaya şahit oluyorsun. iyi veya kötü...ama sanırım şuan senin için en korunaklı yerdesin, belkide dünyanın en huzurlu, en rahat, en keyifli yerindesin. en azından bana öyle geliyor. böyle düşünmememin nedeni ise daha sonrasında belki istesemde heryere seninle gidemeyecek olmam, seni herşeyden korumak istesemde koruyamayacak olmamın bende yarattığı endişe, bu endişenin yanında kendi kendini koruyabilecek düzeye gelebilmen için gereken bir çok yaşanılası duygu, tecrübenin var olması... her zaman yanında olup seni koruyamam, hayat bazen çok keyifli, bazen zor, bazen acımasız, ama ben her anne gibi evladı için herşeyin en iyisi en güzelini istiyorum. hayat seni yıpratmasın, kırmasın, üzmesin, sende kırma, üzme...bütün güzel duygular hep seninle olsun canım oğlum.
eskiden hep anne olunca sende anlarsın derlerdi, ileride belkide bende sana diyeceğim, baba olunca anlarsın: ama bu duygular öyle farklıymışki, anlatmaya çalışsamda ne kadar anlatabiliyorum bilmiyorum.
içimdeki minik kıpırdanışlarını hissetmek öyle güzel ki...öyle büyük bir sevgi büyütüyorumki içimde sana karşı sanırım karşılıksız, beklentisiz, sonsuz, bitmek tükenmek bilmeyen bir sevgi...korkularımda var. aklıma getirmek istemediğim. sağlıkla kavuşalımda zamanında ve sağlıkla hep beraber yürüyelim, büyüyelim, yaşayalım annecim.
p.S: bu ayı sanırım kilo almadan kapatmış olacağım. ilk aylarda almış olduğum fazla kilolar düşünüldüğünde inşallah önümüzdeki ayıda aynı şekilde kapatırsam mutlu olacağım. bu hafta 27. haftada karnım iyice mideme dayandı sanırım. mideme baskı hissediyorum. artık ayakkabılarımı bağlamakda zorlanıyorum. yere eğilmekde zorlanıyorum.

8 Şubat 2012 Çarşamba

26.haftayı bitiriken

26 haftayı geride bıraksamda kafamda hala sorular var. bu kadar zaman geçmesine ragmen hala hangi hafta hangi ay bunu anlamış değilim. ben 26. haftayı bitiriyorum derken ve nettende 26 hafta bitip 27. haftaya giriyorsun derken doktorum hayır 26+1 gibi şeyler söylüyor. yani soranlara hangisini desem bir türlü bilemiyorum artık o an aklıma ne geliyorsa onu söylüyorum.

işte malumunuz 26. haftada göbeğim.
bu hafta vücuttaki değişimler göbeğimiz dahada büyüdü. 2 gündür baş ağrısı çekiyorum. hatta hayatımın hiçbir döneminde çekmediğim kadar çok. sürekli bir baş ağrısı, sanırım ayaklarım şişmeye başladı bugun giydiğim çizmem rahatsız etmeye başladı şişkinlikten, hamile iken çalışmak gerçekten zor belki zaman daha çabuk geçiyor ama artık belli bir zamandan sonra işe gelmek istemiyor insan ve uyumak istiyorum. 3. üç aylık evreye girmiş bulunuyoruz. 26.hafta itibariyle bu dönemde yorgunluk normalmiş. hamileliğin en aktif dönemi olan 2. üç aylık dönemdeki enerjim kalmadı. bilmiyorum belkide bu baş ağrısı ve bacak ağrılarından kaynaklanıyor. bu haftalarda kan basıncı nedeniyle tansiyonda yükselmeler yaşanıyormuş. tansiyon yükselmeside baş ağrısına neden olabilirmiş.
kağan kocatepe'nin sayfasındaki bu haftaya dair yazıdaki bu bölüm çok hoşuma gitti "bebeğin yüklenmesi %66 tamamlandı ve kalan tahmini süre 13 hafta".
bu haftanın en güzel haberi annem ve babamlar geldi. anneannesi oğlumla tanıştı. hazır annemde gelmişken ve şu ağırlaşma dönemim iyice artmadan oğlumuzun oda işi halledelim dedik. zaman olarak erken mi? geç mi bilemem ama bence zamanlama olarak ideal bir zaman. oğlumun odası dün geldi. evimizdeki yerlerini aldı. şimdilik boya kokusunun geçmesi için havalanıyorlar. sanırım en zevkli kısmı yerleştirmesi olacak. allahım sağlıkla, mutlu, huzurlu, bol uykulu, uslu, sakin günlerde kullanmayı nasip etsinde en önemlisi bu.
cuma günü şeker yüklemesi yapılacak, haftayada dr kontrolumuz var.
hepinize, hepimize sağlıklı mutlu günler.
p.S: oğlum seni çok seviyorum.

2 Şubat 2012 Perşembe

bebeğim için

okadar çok şey yapmak istiyorum ki liste uzayıp gidiyor. bazen diyoorum ki keşke evde olsamda sadece böyle şeylerle uğraşsam çünkü işe gelince aklım evde kalıyor...işte size yapmak istediklerimden bir kaç örnek






p.S: fotolar etsy'den almak isterseniz hazırı orada satılmaktadır.

1 Şubat 2012 Çarşamba

şekerim şekeriz

dün şeker yüklemesi yapıldı. sabah aç karnına gidip kan verdiğin daha sonrasında 50gr'lık glukozun 1 bardak su ile karıştırılması sonucunda içip sonra 1 saat boyunca bekleyip tekrar kan veriyorsun. işte bu işlem sonucunda tokluk şekerim (yükleme yapıldıktan sonraki şekerim) 141 çıkınca ve ailede anneannemde şeker olunca tekrarlanması istendi. şimdi cuma günü şeker yükleme işlemi tekrarlanacak. şuan değerim tam sınırda olduğu için umuyorumki, cuma günkü yapılacak 100gr.lık şeker yükleme sonucum normal çıkar.
normal çıkmasada sanırım diyet yapmam gerekecek. normalde bu kadar tatlı sevmememe rağmen şuanda tam anlamıyla tatlı hastası bir insan olarak gezmekteyim.  şekerin bana ve bebeğime bir zararı dokunmasında diyette yaparım, her ne gerekiyorsa yaparım.
25.haftaya girdiğimiz bugün zaman çabuk geçiyor aslında bir yanım ne zaman bu kadar oldu derken, diğer yanımda geçsin zaman bahar gelsin. zamanında oğluma kavuşalım diye can atıyor, ama tabiki herşeyin başı sağlık...

26 Ocak 2012 Perşembe

bebek odası ve bebek arabası

hayatımızda yepyeni bir dönem başlarken, biz ilk başlarda şaşkın şaşkın bakarken etrafımıza şimdilerde kendimize gelip şu enerjik olduğum zamanlarıda kaçırmadan oğlumuz için alınacakları, yapılacakları yavaş yavaş yapmaya başlayalım diyorum. bebeklerin ihtiyaçları ile ilgili ayrı bir post yapmayı düşünüyorum uzun bir listesi olan ama açıkcası beni en çok düşündüren, en çok kararsız kaldığım konulardan kısaca bahsetmek istiyorum. mothercare'ın ürünü Türkiyedeki mağazalarında varmı bir görüşmek lazım.
1) bebek odası:
her kafadan farklı bir ses çıkınca herkezin yaşadığı farklı olunca ben taze anne olunca hangisi doğru bilemezken kafam dahada karıştı tabiki... kimisi bebeğin odasını 6 aylıkken ayırmalısın diyorken, kimisi çalışan için çok zor ayrı odaya her gece gidip gelmek gecede kaç sefer uyanıyor zaten uykusuzluk falan derken diyorlar. işte bu söylenenler arasında odayı sonrayamı bırakmalıyım yoksa hemen odamı yapmalıyım diye kararsızlık içindeyken araştırdığım ve beğendiğim oda takımını işte bu. bu tarz aslında ikeadanda alınabilir. buna çok benzer modellerin olduğunu sitesinde gördüm.




2) bebek arabası:
bebek arabası konusuna gelince o kadar geniş seçenek arasından birine karar verebilmek çok zor. bu konudada tavsiyeler çok, benim aradığım özellikler ise çift yönlü olması, hafif olması, kolay katlanabilir olması,tekerlerinin büyük olması, katlanınca az yer kaplaması ve çok pahalı olmaması... işte istediğim özellikler bunlar ama bu özellikleri taşıyan arabalar katlanınca az yer kaplamıyor, hatta kolay katlanmıyor, yani bütün bu özellikleri taşıyanlar çok pahalı... bir arabaya o kadar çok para vermek istemiyorum açıkcası neden diyecek olursanız, büyük bir şehirde yaşamıyorum. bebekle otobüse, dolmuşa binebileceğim bir yer yok.  mesafeler çok kısa iste böyle olunca arabayı çok fazla kullanabileceğimi zannetmiyorum. ama büyük şehirde yaşıyor olsam kesinlikle bu bütün özellikleri sağlasın isterdim.
beğendiğim bir kaç model var. kraft twist: istediğim bütün özellikler var mı? biraz ağır 17 kg sanırım. tek elle kapanıp açılması çok zor. birde bir kaç kişiden duyduğum kilit sisteminde problem yaşandığı..

araba konusundaki kararsızlığım hala sürmekle beraber bu arabnın özelliklerinde olup, daha hafif, daha ağır, daha pahalı, daha ucuz farklı markalar bulmak münkün. neyseki daha zamanımız var. yoksa bu kararsızlıkla  ne yapardık bilemiyorum. bu konudaki yardımlarınızı beklerim.

23 Ocak 2012 Pazartesi

24. hafta

zaman hızlıca geçsede bana hala yavaş geliyor. hayatımda hızlıca olan tek şey kilo alışım sanırım. hamile kalmadan önce hep yediklerime hareketlerime dikkat ederim. çok kilo almam diye düşünüyor olsamda bu gerçekte hiç birbirine uymadı. bu haftada 6-9 kg arası kilo almam gerekirken ben 10 kg aldım. son 2 haftadır dikkat ediyor olsamda sanırım. artık sona kadar dikkat etsem hiç fena olmayacak.
havanın soğukluğu ile bir yandan grip bir yandan bel ağrısı ile uğraştım bu hafta... geçiyor bir ağrıyor. son 2 gündür ise reflüm başladı sanırım canım bir şey yemek istemesede midemde şişlik ve midemde hazımsızlık...
içimde senin hareketlerinden kaynaklanan mutluluk. senin keyfin yerinde olsunda oğlum ben artık bunlarla idare ediyorum. artık bizi duymaya başladın seninle konuşuyorum. her fırsatta seni çok sevdiğimizi söylüyorum. mutlu, huzurlu, sakin, sağlıklı, şanslı bir bebek ve çocuk olmanı istiyorum.
her anne babanın çocuğu için herşeyin en iyisini ister tabiki bizde istiyoruz. sen üzülme, sen hep iyi insanlarla karşılaş, zarar görme, hep sev ve hep sevil, her yaptığın işi en iyi şekilde yap istiyorum. dürüst ol, güvenilir ol. adil ol, güçlü ol, sağlam ol. bilinçli ol. umarım hep doğru kararlar verip, doğru tercihler yaparsın. sevdiğin mutlu olduğun ve keyif aldığın bir mesleğin olur ve mesleğinin en iyisi olursun.
bunlar gibi öyle çok istediğim varki sana dair kaanım, sana kavuşmak için sabırsızlansakda, sana zamanında sağlıkla kavuşmak tek dileğimiz.

18 Ocak 2012 Çarşamba

23.hafta

-13 derece olan bir güne uyandık. bu sene epey kış oldu desem abartmış olurmuyum bilmiyorum ama 1 haftadır kar yağıyor. yerler buz. hava soğuk. bu kadar soğuk havanın getirdikleri ile bende bir grip bünyeyi sarmış vaziyette ilaçda içmeden, ıhlamur ve limon ile iyileşmeye çalışıyoruz. pazartesi günü kütahyada doktordaydık. seni görmek çok güzel oğlum. çok şükür sağlıklısın. 27 cm 465 gr ağırlığındaymışsın.
ben her ne kadar fazla kilo almış olsamda sen daha küçücüksün. biraz daha dikkat ediyorum yediklerime. nutellayı tamamen kesmeyi deniyorum çok mümkün olmasada haftada 1 e düşürdüm.
zaman geçiyor. yavaş yavaş alınacaklara bakmak gerekiyor. küçükleri az çok aldık ama büyük parçalar kaldı. sanırım fazla kararsızım, sen kararlı ol bebeğim bu konuda annene benzeme...
ben hep en iyisi olsun, en kullanışlısı olsun diye düşündüğüm için karar veremiyorum.
oda yapsam mı sana yoksa yapmasammı karar veremedim.
bebek arabası alınacak . sanırım en zor karar bu ikisi...
önümüzde daha zaman var. karar verip yapacağız bakalım.
bebeğim hareketlerini hissetmek öyle güzelki. her gün bana mutluluk veren senin varlığını hissetmek.
seni çok seviyorum.

9 Ocak 2012 Pazartesi

22. hafta

bu aralar enerjim ve keyfim yerinde...
ama her zaman olduğu gibi zaman yetişme telaşındayım. yapmam gereken o kadar çok şey varki..herkezin söylediklerinin etkisi mi bilemiyorum.
bol bol uyu,
bol bol kitap oku,
bol bol tv izle,
bol bol kendine vakit ayır  v.b
işte bu söylenilenlerin  yarattığı etkiyle aynı anda 6 kitap birden okuyorum. dizimax daki dizilerden olabildiğince takip etmeye çalışıyorum. erken yatmaya çalışsamda uykuyu alamıyorum. ama bunun yanında enerjim süper. birde bebeğimin hareketlerini her geçen gün dahada fazla duymak bana dahada fazla enerji veriyor ve beni mutlu ediyor.
öyle farklı bir duyguymuş ki bunun tarifi imkansız. babamızla hareketlerini hissetmeye çalışıyoruz.
artık kendim için çok birşey bakmayıp sürekli oğlum için kıyafetler, oyuncaklar bakıyorum.
seni çok seviyoruz bebeğim. biz yaşattığın ve yaşatacağın binlerce güzel duygu için şimdiden binler şükür.

fotografiumdan hediyeler

uzun zamandır profesyonel makina almak istiyorum. heleki bebeğimin gelecek olması bu isteğimi çabuklaştırmakda en büyük etken o gelmeden alıp bir sürede kullanmayı öğrenip sonrada bebeğimin güzel fotograflarını çekmek tek isteğim. bu süreçde makina araştırdım karar vermiş gibiyken işte bu haberle bebeğim ve benim şansım için katılıyorum bu yarışmaya...
hadi sizde şansınızı deneyin:
Fotografium Canon 600D profesyonel fotoğraf makinesi hediye ediyor! Yarışmaya katılarak Canon 600D Kit, Manfrotto 055XProb tripod ve Kata123Go-30 fotoğraf çantası kazanma şansı yakalayın! http://blog.fotografium.com/fotografium-canon-600d-hediye-ediyor/ sayfasını ziyaret ederek yarışma hakkında diğer bilgilere ulaşabilirsiniz.

3 Ocak 2012 Salı

21.hafta

bu hafta aylık genel kontrol için tekrar doktordaydık. seni görme heyecanı ve aynı zamanda yapılacak olan ayrıntılı ultrasonun insanda yarattığı bir tedirginlikde yok değildi üzerimizde. uzun süre doktorun incelemesi ve her adımda söyledikleriyle yavaş yavaş rahatladık. beynine, yüzüne, ellerine, kalbine, böbreğine, pankreas, idrar torban, midene bakıldı.ayakların sıra ellerine geldiğine o kadar uğraşmalara rağmen ellerini göstermedin oğlum. doktor herşey normal sağlıklı maaşallah dedi çok şükür ,ardından doktor 2 hafta sonra tekrar kalp ve böbreğine bakıcaz dediğinde içimdeki o endişe duygusu yeniden kabardı neden? birşeymi var diye??? neyseki doktorun rutiniymiş, birşey yok demesiyle rahatladık. ama hamilelik işte böyle bir süreç, annelik, babalığa hazırlıyor insanı...biz seni çok seviyoruz. sabırla bekliyoruz seni her ne kadar çok merak etsekde, bu süreçde anne ve babalığın ana temel kurallarını öğreniyoruz sanırım. hayat senden ibaret olacak sanırım. tabiii bütün bunlar olurken sende şımarık olma olurmu? biz senin için bütün bunları yaparken sende umarım annene, babana, vatana hayırlı bir evlat olursun. sağlıklı olman tek dileğimiz. hayatın zorlukları, tasaları ve üzüntüleri sana hiç uğramasın istiyorum ama o zaman ne kadar olgunlaşabilirsin bilmiyorum. işte bu yüzden yaşarken hayat seni yaralamasın, kötü insanlar karşına çıkmasın, hep iyi insanlarla karşılaş. ve iyiyi kötüyü iyi ayırd edebil yavrucum. bilinçli olup umarım hayallerindeki, seni mutlu edebilecek, hayatını rahat bir şekilde sürdürebileceğin keyif aldığın ve yaptığın işin karşılığını aldığın bir işin mesleğin olur inşallah. gerisi zaten kendiliğinden gelir. sen mutlu,sağlıklı ve huzurlu ol yeterki...
p.s: bu arada ismine şimdilik karar verdik gibi sana artık isminle hitap ediyoruz. KAAN diyoruz sana.